ÖZET
Amaç:
2020 yılının sonlarında Çin’in Wuhan Şehrinde ortaya çıkan Koranavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) 11 Mart 2020 Tarihinde, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmiştir ve aynı tarihte Türkiye’de de ilk olgu görülmüştür. Pandemi ilanı ve Türkiye’de ilk olgunun görülmesiyle birlikte yazılı ve görsel medya üzerinden hastalıktan korunma ile ilgili bilgilendirmeler yapılmıştır. Yapılan bilgilendirmelerin farklı hedef kitlelerde nasıl karşılık bulduğunu tespit etmeyi amaçlayan bu çalışmayla, COVID-19 gibi ileride ülkemizde meydana gelebilecek salgın hastalıklarda yapılacak bilgilendirmelerde nasıl bir yol izleneceği hakkında fikir sahibi olunması hedeflenmektedir.
Gereç ve Yöntemler:
Bu araştırma, 14.11.2020 ile 20.11.2020 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmada 3 bölümden oluşan soru formu kullanılmıştır ve örnekleme 3.094 kişi dahil edilmiştir. Verilerin analizi SPSS 25 paket programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara yöneltilen sorulardaki toplam doğru sayısı, kişinin COVID-19 hastalığından korunma bilgi düzeyi olarak kabul edilmiştir. Katılımcıların uyum düzeylerini belirlemek için, önlemlere uyum düzeylerini 10 üzerinden puanlamaları istenmiştir. Bilgi ve önlem düzeylerinin demografik değişkenlerle karşılaştırılmasında bağımsız örneklem t-testi ve tek yönlü ANOVA kullanılmıştır.
Bulgular:
Kadın, 65 yaş altı, bekar, en az üniversite düzeyinde eğitim almış ve köy/kasabada yaşayan katılımcıların COVID-19 hastalığından korunmaya yönelik bilgi düzeyleri aynı değişkenlere ait diğer kategorilere göre daha yüksek bulunmuştur. Önlemlere uyum düzeyleri bakımından ise kadın, 36-50 yaş aralığında, evli ve şehirde ikamet eden katılımcıların daha yüksek puanlara sahip olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç:
Ülkemizde, COVID-19 hastalığından korunma bilgi düzeyleri ve önlemlere uyum düzeylerinin çeşitli demografik değişkenlere göre farklılık gösterdiği saptanmıştır. Salgın hastalıklarda toplumun bilinçlendirilmesinde; bireylerin cinsiyet, yaş grubu, medeni durum, eğitim düzeyi, yaşadığı yerleşim yeri gibi durumlarının göz önünde bulundurularak, farklı kitlelere farklı yöntemlerin uygulanmasının salgın yönetimi açısından büyük önem taşıdığı düşünülmektedir.