ÖZ
Amaç
Prolaktinoma, en yaygın fonksiyonel hipofiz tümörüdür. Prolaktin seviyelerini ve tümör boyutunu azaltmada etkili olan kabergolin, psikiyatrik yan etkilere neden olabilir. Bu çalışmanın amacı, remisyondaki prolaktinomalı hastalarda kabergolin tedavisi altındaki depresyon ve anksiyete bozukluklarının yaygınlığını araştırmaktır.
Gereç ve Yöntemler
Çalışmaya, 18 yaş ve üstü, prolaktinoma tanısı almış ve kabergolin tedavisi ile biyokimyasal remisyona ulaşmış hastalar dahil edildi. Katılımcılar, Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği anketini doldurdu. Hastaların tanı yılı, prolaktin seviyeleri, kümülatif kabergolin dozu, kabergolin kullanım süresi ve manyetik rezonans bulguları kaydedildi.
Bulgular
Çalışmaya remisyondaki 56 prolaktinoma hastası ve 56 kontrol dahi edildi. Her iki grubun ortalama yaşı 39,4 yıl [standart sapma (SS)=10,5] olup, %62,5’i kadın ve %37,5’i erkekti. Kabergolin tedavisinin ortalama süresi 40,39 ay (SS=30,2) saptandı. Prolaktinoma hastalarının medyan depresyon skoru 5 [çeyrekler açıklığı (IQR) 2,25-8], kontrol grubunun 6 (IQR 4-9) bulundu. Anksiyete için prolaktinoma hastalarının medyan skoru 8 (IQR 5-11,75), kontrol grubunun 7 (IQR 5-9) saptandı. Gruplar arasında depresyon (p=0,32) ve anksiyete skorlarında (p=0,19) anlamlı bir fark bulunmadı. Prolaktinoma hastalarının %37,5’i (n=21) depresyon belirtileri gösterirken, kontrol grubunun %41,1’i (n=23) depresyon belirtileri sergiledi. Anksiyete bozuklukları ise prolaktinoma hastalarının %37,5’inde (n=21) ve kontrol grubunun %23,2’sinde (n=13) mevcuttu. Depresyon ve anksiyete bozukluklarının yaygınlığı gruplar arasında anlamlı farklılık göstermedi (sırasıyla p=0,69 ve p=0,1).
Sonuç
Bu çalışma, remisyondaki prolaktinoma hastaları ile kontrol grubu arasında depresyon ve anksiyete bozukluklarının yaygınlığında anlamlı bir fark olmadığını bulmuştur. Sonuçlar, kabergolin dozajı ve süresinin bu psikiyatrik komorbiditeleri güçlü bir şekilde etkilemediğini göstermektedir.